“Sosyal değilseniz piliniz bitmiş demektir”
Dijital teknolojilerin insan ilişkilerine etkisi, yalnızlığa yol açması ve sosyalleşmenin olumlu etkilerini engellemesi nedeniyle ön plana çıkmaktadır. Viyana Üniversitesi’nden Ana Stijovic’in yaptığı bir araştırmaya göre, sosyal izolasyona maruz kaldığımızda gücümüz azalıyor. Kalabalıklar içinde dahi olsak sohbet etmez, konuşmaz, fikirlerimizi paylaşmaz, fikir alışverişinde bulunmazsak sosyalleşmiş sayılmazız.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Birgün’ün yazarı Timur Akkurt, yazısında 50 yaş ve üstü nesilleri hem teknoloji hem de analog ilişkiler nedeniyle hibrit bir nesil olarak nitelendirerek, yeni nesillerin tamamen dijitalleştiğini belirtti. Akkurt, “Sosyal olmazsan pilin biter” başlıklı yazısında kendi dijital kuşağı hakkında, “Hiçbir şey yapmak istemiyorlar, kendilerini zorlamıyorlar, tembelleşiyorlar. Alışkanlık içindeler. dijital olarak her şeyi çözebileceklerini söylüyorlar, çözemezlerse öyle kalsın.” Takdir etti ve gelecek için şu kurguyu yaptı:
” Tamamen dijitalleşen ve sosyal izolasyona uğrayan bu gençlerin durumu ne olacak? Onu gerçekten nasıl kullanacağını ve ondan nasıl yararlanacağını kim buldu, peki ya yapamayanlar? Bence yakın geleceğimizin en büyük sorunu bu. (…)
Bilim kurgu senaryosu şeklinde biraz ilerleyelim…
Dijitalleşen sosyalleşmeye bir boyut daha geldi! Yapay zeka…
Birbiriyle en az teması olan bu nesil melez büyüklerini kaybetmiş ve çaresizlik içinde yaşamaya çalışmaktadır. Mutsuzluk ve tembellik çağın en büyük hastalıkları olmuştur. Hazır gıdalarla beslenen bu tombul nesilde birçok fiziksel sağlık sorunu ortaya çıkmıştır. Yürüme yeteneği sona ermek üzere olan bu kuşağın akıl hocaları, beyinlerine yapay zeka yerleştirilmiş mürebbiyeler olmuştur. Güçleri tükenmek üzere olan tombullarımız yapay zekalarını dinleyerek çaresizce gerçeği bulmaya çalışıyorlar ama tembel oldukları için doğruyu yapmakta zorlanıyorlar. Üreme durdu, kendileri yaşlandı. Yapay zeka robotları hayatta birçok şey yapıyor. Her zaman çöp toplayan, ameliyatlar yapan, savaşan, çiftçilik yapan ve madencilik yapan robotlar olmuştur.
Bir gün gelir ve geriye sadece robotlar kalır. Son tombul kişi öldü….
Film böyle bitiyor. Elbette çok abartılı bir sinema ama adı üstünde sinemadır. Kurmaca bir sinemadan gerçek bir hayat hikayesine geçmemize az kaldı. Teknolojiden esir düşmeden yararlanan, ancak fiziksel ve sosyal yeteneklerimizi sonuna kadar kullanmaya devam eden gerçek bir sistem inşa edilmelidir. Ülkemiz çok kritik bir seçime gidiyor. Bu seçimde bizim derdimiz başka, demokrasiye sahip çıkmak istiyoruz. Bir yandan geleceğimizi riske atacak olan dijitalleşme bilinçsizliğini planlamak zorundayız. Dünyanın en büyük teknoloji markalarının çocukları, zenginleri ve üst düzey yöneticileri ağır teknolojiye bizim çocuklarımız kadar emanet değiller. Bunu unutmamalıyız. Geleceğin başkanları, yöneticileri ve karar alıcıları, çocukluklarını çocukluklarında geçirmiş, sosyalleşmiş, enerjik ve iddialı gençlerden çıkacaktır. İklim, gıda, su ve elektrik geleceğin en büyük sorunları olacak. Bu sorunları çözmüş nesillere ihtiyaç var. Sadece ülkemiz için değil, dünya için de böyle olması gerekiyor. Ülke olarak bu alanlarda kendimizi geliştirir ve pozisyon alırsak var gücümüzle uzun yıllar sosyalleşebilir ve kaliteli bir hayat yaşayabiliriz.” (HABER MERKEZİ)